YOLCULUĞUMUZ

Hepimiz savaşıyoruz.
.
Değişime karşı, mevcut durumumuzda, güvenlik ve mutluluk illüzyonlarımızla dolu kozamızda kalabilmek adına hayatın akışına karşı savaşıyoruz. Eğer daha fazla paramız olursa mutlu olabileceğimize, eğer doğru işe sahip olursak hayatın daha iyi olabileceğine, eğer sevilirsek hayatın daha anlamlı olacağına dair bir koşullar dünyasına kapatıyoruz kendimizi.
.
Geçmişe, geçmişteki olumlu tecrübelerimize tutunmak için savaş veriyoruz. Daha farklı, ya da eskiden olduğu gibi olsa hayatımızın çok daha farklı ve mutluluk dolu olacağına inanabiliyoruz.
.
Ama, hayat akıyor ve biz bu değişime direndikçe acı çekiyoruz. Acımızın içinde farketmiyoruz ki, aslında engel yolun ta kendisi.
Yolculuğumuz bu.
.
Karanlığı bilmezsek ışığı nasıl bilebiliriz ki? Nefreti bilmezsek sevmeyi nasıl bilebiliriz ki? Üzüntüyü bilmezsek neşeyi nasıl bilebiliriz ki?
Yolcuğumuzda bir hedef, bir son nokta yok. Yolumuz düz değil. İnişleri, çıkışları var, doğumu ölümü var, acı ve mutluluk var, neşe kadar üzüntü var.
Engel yolun ta kendisi. Kucaklayabilelim, savaşmayalım. Bizi biz yapan bu anlara şükran duyabilelim. Yolculuktaki her adımın bir güzelliği var. Ne kadar zor olursa olsun, bu anları tecrübe edebildiğimiz için şükredebilir miyiz?
.
Bu büyümedir. Bu, şefkatimizi ve tüm varlıklarla olan bağımızı büyütür. Bu, açık ve kırılgan olabilmektir.
.
Bu hayattır, inişiyle çıkışıyla ve değişimleriyle. Bizler o illüzyonlarla dolu kozamızdan çıkabildiğimizde, hayat dönüşür, iyi kötü yok olur ve elimizde kalan tek şey bu andır.


Kategoriler: yoga